Eşek üzere çalışıyorsunuz. Gelirinizin yaklaşık yüzde 30 kadarını vergi diye ödüyorsunuz.
Kalan üzerinden yaptığınız harcamalarda da kimi yüzde 1, kimi yüzde 8, genelde de yüzde 18 civarında tekrar vergi ödüyorsunuz.
Yetmiyor, araba falan almaya kalkışırsanız, yüzde 45 ila yüzde 220 ortasında ÖTV ve yüzde 18 KDV vermek zorunda kalıyorsunuz. Çocuğunuzu Özel okula yolluyorsunuz, MEB’in bütçesine girmiyorsunuz.
Sağlık harcamalarınızı Özel sıhhat sigortasından karşılıyor, SGK’ya yük olmuyorsunuz. Devletin yaptırdığı yollarda Nakit ödeyerek seyahat ediyorsunuz, devletin yaptırdığı köprülerden geçerken köprü mü size geçti, siz mi köprüden anlamıyorsunuz.
Yakıt alırken yüzde 200, bu halinize içerken yüzde 300 vergi ödemeye devam ediyorsunuz. Sonra memleketin başına bir felaket geliyor.
Onca vergiyi ödediğiniz devlet geliyor ve “Hadi bağış yapın” diyor. Bakın işte bunu sahiden “Seve seve” yapıyoruz lakin Yeniden de soruyoruz.
İyi de bizim vergilerle Devlet bize ne yapıyor İlah aşkına. Biz vergi mükellefi miyiz, İBAN mükellefi mi! bütün bunları düşününce kendinizi enayi üzere hissetmiyorsunuz. O Vakit aslında enayisiniz demektir.
Fatih Altaylı’nın yazısı
Yorum Yok