Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 vilayette yıkıma neden olan zelzelelerde yaklaşık 40 binin üzerinde yurttaş hayatını kaybederken yıkılan binaların sorumlularına ait soruşturmalar da devam ediyor.
Son olarak Adana’da zelzelede yıkılan ve yaklaşık 100 yurttaşa mezar olan Alpargün Apartmanı’nın müteahhidi Hasan Alpargün’ün tabiri ortaya çıktı. Apartmanının dereyatağının üzerinde olduğunu ‘bildiğini’ söyleyen Alpargün Laf konusu sözünde, “Binayı yaptığım yerin dere yatağı olduğu belliydi” dedi.
Hasan Alpargün sözünde, 1978 ile 1998 yılları ortasında şirketi olmadan yaklaşık 10 betonarme Bina yaptığını, 1998 yılında ise kendi ismini taşıyan bir müteahhitlik şirketi kurduğunu söyledi. 100 bireye mezar olan apartmanın müteahhidi Hasan Alpargün, tabirinin devamında, “1994 yılında Alpargün Apartmanını yapmaya başladım, binayı Biricik başıma yapmaya karar verdim, rastgele bir ortağım yoktu.
“SÖYLEDİĞİM BİÇİMDE YAPTILAR MI BİLMİYORUM!”
İnşaat ruhsatını o periyotta ilçe Seyhan olduğundan Dolayı Seyhan Belediyesi’nden aldım. Belediyeden Bayındırlık durumu aldık, her katta 2 daire olmak üzere 14 kat ve 1 yer, 1 bodrum sert olmak üzere projeyi tamamladık. Proje onay aldıktan sonra hafriyata başladık, temele başladık. Temel Karahisarlı’daki ırmağın içinden çakıl, duvar ve sıva için Ceyhan’daki Kösrel Kasabası’ndan kum satın aldım, projeye Müsait olarak düz demir satın aldık, demirler kıvrımlı değil düzdü. Temel iç Tüm binanın betonunu o devirde Mardinli olarak tanıdıklarım ve şu anda ismini hatırlamadığım şahıslar döktüler. Kendilerinde küçük bir makine vardı, bu makine ile arsa içerisinde çakıl ve çimentoyu karıştırarak kalıplara döktük, projeye Müsait biçimde binayı inşa ettik” diye konuştu.
Apartmanın yıkıldığını zelzeleden 2 gün sonra öğrendiğini kaydeden Alpargün, yapı inşasında tabiatta Amade olan çakıl ve kumları kullandığını, inşaatta çalışan çalışanlara çimento ve demir ölçüsünün projeye Müsait olarak kullanılmasını söylediğini lakin kontrol yapmadığını itiraf ederek, “Ben öbür kısımları denetlemeye gidiyordum, söylediğim halde yaptılar mı bilmiyorum” biçiminde konuştu.
GÖREVLİLER DENETLEMEYE GELMEMİŞ!
Hasan Alpargün, apartmanın projesine onay veren bir takımın inşaatı incelediğini lakin Yeniden o Devre belediye işçisi olan 2 vazifelinin harç yapılırken denetleme yapmadığını söyleyerek, şöyle devam etti;
“H. ve N. isimli belediye vazifelileri harç yapılırken, harçtaki çakıl, çimento, kum ve demir ölçüsünü denetlemeye gelmediler ve yalnızca oturdukları yerden denetleme yapmış üzere evrakları imzaladılar. Biz binayı kendimiz, yani şantiye şefi olarak ben ve çalışanlar yaptık. Rastgele bir kurumdan rastgele bir misyonlu denetlemeye gelmedi. Yalnızca Temel üstü ve iskan konularında müsaade alınırken denetlemeye geldiler, bunun dışında rastgele bir denetleme olmamıştır. G. isimli Şahıs da belediyede mimari tatbikat projesi konusunda onay veren vazifelidir, rastgele bir kontrolü olmamıştır, yalnızca evraka imza atmıştır.”
DERE YATAĞINDA bayındır MÜSAADESİ DETAYI…
Müteahhit Alpargün, Türkiye’den kaçtığı tezlerine ait ise “Ben kaçmadım, oğlumla Kıbrıs’a gittim. Kendim teslim oldum” diyerek kendini savundu.
Alpargün, yaklaşık 100 kişinin hayatını kaybettiği apartmanın yapılmasının güç olduğunu arsa sahibine söylediğini de argüman ederek, “Binayı yaptığım yerin dere yatağı olduğu belirliydi lakin su yoktu, Bayındırlık müsaadesi de vardı. Ben başta arsa sahibine burada yapı yapmanın güç olduğunu, istinat duvarı yapılması gerektiğini, burada çalışmanın güç olduğunu söyledim lakin ısrar ettiler, arkadaşım olduğundan Dolayı kabul ettim. Keşke yapmasaydım, ben yapmasaydım da oburu yapacaktı. Yerin büyüklüğü, yoğunluk hesaplaması sonrası yapılacak daire ve kat sayısını belirleyerek yapıyı tamamladık” dedi.
Yorum Yok