İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin şubat ayı olağan toplantısı, “Deprem Felaketinin Yaralarını Sarmak Maksadıyla İSO’nun Yürüttüğü Faaliyetler, Zelzelenin Üretim Hayatı ve Endüstrimize Etkileri” anne gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Konseyi Lideri Erdal Bahçıvan, kelamlarının başında Türkiye’yi Yasa boğan Kahramanmaraş ve Hatay merkezli sarsıntılar sebebiyle vefat eden vatandaşlarımız için Allah’tan rahmet, ailelerine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı, yaralılara da acil şifa diledi.
İSO olarak afetin yaşandığı birinci saatlerden itibaren hayati yardım materyallerini bölgeye ulaştırmak için İSO zelzele Uyum Merkezi’ni kurduklarını ve İstanbul Valiliği, AFAD ve çatı örgütü TOBB uyumunda aktiflik yürüttüklerini belirten Bahçıvan “İstanbul’un Anadolu ve Avrupa Yakasında başka ayrı kurduğumuz “Yardım Toplama Merkezi” ve Lojistik Merkezi aracılığıyla jeneratörden battaniyeye, ayakkabıdan giysi eşyasına, besinden suya, tüplü sobalardan hijyen eserlerine kadar birçok eseri 19 TIR ile zelzele bölgesine ulaştırdık. Ayrıyeten TOBB Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu ve Sivil cemiyet Örgütü Liderleri ile 10-12 Şubat tarihlerinde bölgeye düzenlenen inceleme seyahatine de katıldım. Vazifeli Bakanlarımız; Valilerimiz ve Oda Liderlerimizle Birlikte depremzedelerimizin acılarını paylaşırken, öbür yandan geleceğe dönük muhtaçlık ve zorlukları değerlendirdiğimiz ağır bir program eşliğinde bölgede bulunduk. İnsanlık ismine hiçbir topluma, hiçbir millete Allah’tan bu türlü bir felaket yaşatmamasını dileyeceğimiz bir tabloyla karşı karşıyayız. Hakikaten yürekleri yakan bir tablo. arka geriye gerçekleşen sarsıntılar, dünya afetler tarihinde, dünya zelzele tarihinde örneğine Fazla rastlanmayan olaylar. fakat Yine de tanıklık ettiğim bu felaket karşısında insan; “Biz neyi yapsaydık da bu tablo bu kadar ağır olmazdı” demeden de edemiyor. Bölgede önümüzdeki günlerde oluşacak mecburî gereksinimler doğrultusunda, vatandaşlarımızın bu güç günleri en az meşakkat ile atlatabilmesi için yardımlarımız sürecek” dedi.
En fonksiyonel misyon sağlam barınak
Bölgeye yönelik en Kıymetli misyonun ve en fonksiyonel hizmetin depremzede vatandaşlarımız için sağlam barınaklar inşa etmek olduğuna dikkat çeken Bahçıvan “İSO olarak kolları sıvadık ve bütün üyelerimizin katkılarıyla 1.000 konteynerden oluşacak “İSO Ömür Kenti”nin kurulması çalışmalarımız sonuçlanma etabına geldi. İlgili makamlarla en üst düzeyde görüşmelerimizi en kısa müddette sonuçlandırdık. Sarsıntının Fazla ağır bir formda yıkım yarattığı Hatay vilayetimizin Antakya Belde merkezinde bir arazi İSO’ya tahsis edildi. Antakya Belde merkezindeki tahsisli toprakta altyapı çalışmalarının tamamlanmasını müteakiben, Ömür kentimizin suram çalışmalarını süratli bir formda başlatacağız. Mart ayı içerisinde bu projemizde hayatın başlamış olmasını hedefliyoruz. Burada inşallah yalnızca konteyner kent kurmayacağız. Oraya bir ruh katmak, orada bir Ömür kurmak, bu insanlarımıza daha sonra da dokunacak proje olarak İSO Ömür Kenti’ni inşa edeceğiz. Buraya yerleşecek olan insanlarımıza en azından eğitim, Besin ve sıhhat dayanakları de vereceğiz. Bu Ömür kentine yalnızca üyelerimiz değil, yurtiçi ve yurtdışındaki dostlarımız da katkıda bulunabilecek. Projemize pek kuvvetli bir İlgi oldu” dedi.
Deprem bölgesi Fazla Kıymetli üretim üssü
Deprem bölgesinin başta Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Adıyaman olmak üzere Türkiye’nin Fazla Kıymetli bir üretim üssü olduğunun altını çizen Bahçıvan, zelzele yaralarının sarılmasının yanında hem tarım ve tarıma dayalı Sanayi hem de farklı dallardaki imalat sanayiinde üretim çarklarının tekrar dönmesi için çalışmalar yapılmasının değerini vurguladı. Bahçıvan “Doğalgaz, elektrik ve su altyapısı onarılıyor, üretimi duran fabrikalar da en kısa müddette üretimlerine başlayacaklar. Fakat afet bölgesi ilan edilen vilayetlerden Öbür kentlere ağır bir göç gerçekleşiyor. zelzele bölgesinde Ömür alanlarının yine süratlice kurulması birçok açıdan olduğu üzere üretim hayatı açısından da Fazla kıymetli. Kalıcı konutlar inşa edilinceye kadar; süreksiz konutlarla o kentlerin tekrar ekonomik ve sosyolojik taraftan hayatlarını döndürmeleri ismine Fazla Önemli bir iş vermek zorundayız ki Belde ekonomileri tekrar canlansın, üretim gücü ve birikimleri yok olmasın. Bu nedenle yakın vakitteki birinci önceliğimiz Belde iktisadının, Belde hayatının ve Belde ruhunun tekrar canlanması olmalıdır” dedi.
Toplam nüfus ve istihdam içindeki Pay yüzde 16 düzeyinde
Bahçıvan, bölgenin ülke ekonomisindeki yerine yönelik olarak da şu bilgileri paylaştı: “Kahramanmaraş ve Hatay merkezli sarsıntılardan etkilenen 11 vilayetimizin Türkiye ekonomisindeki yüküne bakacak olursak, bu vilayetlerimizin Yekün nüfusumuzdaki hissesi yüzde 16,4 seviyesinde. Emsal bir Oran istihdam için de geçerli. Bu vilayetlerimizin GSYH içindeki hissesi 2021 yılı prestijiyle yüzde 10’a yakın. Bölgenin Türkiye ekonomisindeki tartısında tarım ve hayvancılık öne çıkmakta. nihayet datalara nazaran 11 vilayetimizin ziraî üretim bedeli içindeki hissesi da yüzde 16’lar civarında. Bölgenin endüstrimiz içinde de hafife alınamayacak bir tartısı bulunmakta. Bölgemizin imalat Sanayi katma pahası içindeki hissesi 2021 yılı sayılarıyla yüzde 11,5. Ve geçen Yıl imalat Sanayi ihracatımızın yüzde 8’inden fazlası bu bölgemizden yapılmış. Yıkımdan ziyan gören 11 vilayetimizdeki Yekün teşebbüs sayısı, ülkemizin yüzde 12’sini oluşturuyor. Her Yıl nizamlı olarak gerçekleştirdiğimiz Türkiye’nin 500 Aka ve İkinci 500 Aka Sanayi Kuruluşu araştırmalarımızın 2021 sonuçlarında zelzele bölgemizden 153 değerli firmamız da yer aldı. Hiç elbet zelzelelerin; tedarik zincirlerinde yarattığı aksamalar, neden olduğu altyapı, fiziki kapital ve işgücü kayıpları, üretim ve tüketim harcamalarına Olumsuz tesiri ve daha birçok Öğe göz önüne alındığında Değerli bir ekonomik tesirinin olduğu nihayet derece açık.”
İstanbul zelzelesi ulusal gelirin yarısına tesir edecek
Yaşanan zelzele afetinin herkes için Fazla ağır bir ders ve Fazla ağır bir bedel olduğunun altını çizen Bahçıvan, konuşmasında beklenen İstanbul zelzelesinin tesirlerine de Kıymetli bir yer ayırdı. Bahçıvan, şunları söyledi:
“Depremselliği yüksek bir coğrafyada yaşıyoruz. Zelzeleleri önlemek imkansız ancak şuurlu ve tesirli formüller ile hasarları azaltabiliriz. Sarsıntısı afete dönüştüren insan faktörüdür. Bugün, ağır nüfusu ve fay sınırlarına yakın pozisyonu sebebiyle zelzele bakımından dünyadaki riskli kentler ortasında yer Meydan İstanbul için 7,5 büyüklüğünde bir zelzele öngörülüyor. Marmara Zelzelesi olarak da Anlatım edebileceğimiz bu afet, tehdit altındaki Etraf vilayetler ile Birlikte Türkiye’nin ulusal gelirinin yarısına tesir edecek. Beklenen riski kabul edilebilir bir düzeye indirmezsek, bedelini Yeniden maalesef ülke olarak hepimiz ödeyeceğiz. Yer ile Bina bütünselliğini sağladığımız, yanlışsız tasarım ile yanlışsız uygulamalar gerçekleştirdiğimiz ve sağlıklı bir Bina kontrol sistemi kurduğumuzda zelzelenin tesirlerini en üye indirmiş olacağız. Birebir depremselliğe sahip iki yapının yer hareketine farklı reaksiyon vermesi, biri yıkılırken başkasının ayakta kalması, sorunun ve tahlilin nerede olduğunun da Aleni bir göstergesi. Bugün ne Türkiye’nin ne de İstanbul’un, ilim dünyasının beklediği “Büyük İstanbul Depremi”ne Amade olduğunu söylemek Fazla güç. İSO olarak daha Evvel de çeşitli seferler Anlatım ettiğimiz üzere, İstanbul’daki bütün Sanayi firmalarının İçten ve sağlıklı bir check-up’ı yapılmalı ve Müsait olmayan binaların da Fazla süratli bir biçimde dönüşümleri sağlanmalı. İstanbul Valiliğimiz ile geçtiğimiz Devre yürüttüğümüz ağır çalışmalara nazaran, İstanbul’da Bağcılar, Güngören, Esenler, Ümraniye ve Zeytinburnu ilçelerinde Sanayi tesislerinin yaklaşık yüzde 80’inin inşa yılı 2000 yılı öncesine ilişkin. Türkiye iktisadının başkanı pozisyonundaki İstanbul, ekonomik yükü yanında öbür vilayetlerdeki tedarik zincirlerinden finansa kadar bütün süreçlerin merkezinde. Vaziyet böyleyken İstanbul’da gerçekleşecek sarsıntının yaratacağı yıkıcı tesirin büyüklüğü ülkemizin geleceği için de kritik bir Ehemmiyet taşıyor. İstanbul zelzelesi için kaybedecek vaktimiz yok. Bu coğrafyanın en Aka potansiyel sorunu, en Aka potansiyel riski zelzele. Hiçbir Öbür bahis Türkiye’yi maddi manada, motivasyon manasında, huzur manasında ve de Olağan cana getirdiği bedel manasında bu kadar etkilemiyor. Bu meseleye kaliteli ve nitelikli tahlil arayışlarıyla yaklaşmak zorundayız. Artık bu Amel zelzele Bakanlığı ile mi olur, “Deprem ilim Kurulu” ile mi olur, onu kesinlikle gündeme getirmemiz koşul.”
Yorum Yok