Milliyet’ten Levent Köprülü o arabaları kaleme aldı;
Otomobilin icadından bu yana “kimleeeerrr geldiii, kimleeeerrr geçtiii” bu diyarlardan… Bazıları “kazık kakmışçasına” kuşaklar uzunluğu üretilmeye devam ederken, bazıları de olağan ömürlerinden (5 ile 7 yıl) daha kısa müddette tarih olmayı başararak, otomotiv tarihinin “farklı bölümüne” isimlerini yazdırdı. Kimisi Üzücü kaliteleri ve yanlış mühendislikleri nedeniyle apar topar yok oldular… Örnekler iddia ettiğinizden de Çok fakat ben, hafızam yettiği ölçüde hatırladığım ya da rastladığı örnekleri sayacağım sizlere… Ki, bunların ortasında Türkiye’de satılanlar da var…
Örneğin Türkiye’de satışa sunulduğunda Aka sükse yapan, hatta modifiyesiz örneğine rastlamak neredeyse Mümkün olmayan Mercedes X-Serisi… Bir Mercedes olarak sevilse de, aslen bir ölçü değişim geçirmiş Nissan Navara’dan oburu değildi. Yalnızca Müsait fiyatlı bir Mercedes denilebilirdi. Bu yüzden de tahminen de en Fazla sattığı ülkelerden biri Türkiye oldu. Fakat 2017 yılının sonunda başlayan üretimine, satışları uygun gitmediği için 2020 yılında nihayet verildi. Tıpkı Yine bir devir, en Müsait fiyatlı Mercedes olarak Şöhret yapan, Ama markayla bağdaştırılamayan Vaneo üzere. Hafif ticari görünümlü bu Mercedes, 2002’de satışa sunulurken, 2005’te üretimden kaldırıldı.
Yine nihayet Devre modellerden gidersek şayet, “efsanenin tekrar yorumu” üzere Aka umutlarla piyasaya sunulan Fiat 124 Spider’ı da unutmamak gerek. Herkesin bildiği üzere aslen ön ve arka tasarımı değiştirilmiş bir Mazda MX5 olan 124 Spider, Japon üretimi Fiat olarak da markanın tarihinde Özel bir yer edinmişti. Mazda’dan farklı olarak 1.4 lt turbo akaryakıtlı motorla donatılan 124, eski tadını veremedi ve “orijinali varken” deyip tüketicilerin MX5’e yönelmesine Mani olamadı. 2016-2019 yılları ortasında yaşayıp gitti…
Bir tarih olan model de, şaşırtan biçimde Japonya’dan gelsin. Aslen ürettiği Çabucak her modeli yaşatmayı ve sevdirmeyi başaran Suzuki, biraz birinci nesil RAV4’ü andıran yeni ve Ufak bir model piyasaya sürmüştü 1995’te. önce Japon pazarında satışına başlanan X90 epeyce düşük sayılarda satılınca, sonraki Yıl bu Defa Avrupa’ya ihraç edildi. Türkiye’de de satılan X90, maalesef tasarımı ve yalnızca iki Benlik oluşuyla pek sevilmedi. Birebir durum ABD ve Avustralya pazarları için de Laf konusuydu. Sonuçta 1997 yılında üretimden kaldırıldı. Biricik başarısı, yıllar sonra yapılan bir oylamada, nihayet “20 Yılın En Üzücü Modelleri” listesine girmesi oldu.
Yenilikçi de olsa!
Benim açımdan en hüzünlü modellerden biri de, Buick Reatta’dır. Türkiye’de olup olmadığını bilmediğim bu araba, Buick markasının spor coupe ve cabrio bir araba yapma isteği doğrultusunda Riviera modelinin temelleri üzerine inşa edilmişti. 1988’de pazara sunulan araç, markanın neredeyse “kapaklı farlara” sahip Biricik modeliydi. İki Benlik Coupe, akabinde da Convertible versiyonu üretildi. Üretimi biraz dertliydi zira farklı istasyonlara taşınması gerekiyor, Biricik bir çizgiden çıkmıyordu. Aracın “nahtarsız giriş”, aracın bütün elektronik donanımlarına kumanda imkânı sağlayan ve orta konsolda bulunan dokunmatik bilgisayar ekranı, CD çaları, yalnızca yazma için değil birebir vakitte fener ve lastik basınç ölçeri olarak kullanılabilen Özel “kalemi” de bulunuyordu. 1991’de üretimine nihayet verildiğinde hiçbiri onu kurtaramadı.
Hazır Amerika demişken, Chrysler TC’den bahsetmemek haksızlık olur. Hakikaten Amerikalıların “gülünç” olarak nitelediği bir projeydi. 1989’da üretimine başlanıp 1990’da üretimi biten 7 bin 300 arabanın tamamı, 1990’da lakin 1991 model olarak satılmaya başlanmıştı. Chrysler şirketinin kurtarıcısı ve otomotiv dahisi Lee Iacocca’nın, De Tomaso Pantera’nın yaratıcısı olan ve o periyotta Maserati’nin de sahibi olan Alejandro de Tomaso ile Ford’tan gelen dostlukları sayesinde oluşan bir projeydi. Chrysler TC, aslen Maserati’nin İtalya tesislerinde üretiliyordu. Pek Fazla farklı ve Sınıf modüller üreten şirketten gelen gereçlerle yapılıyordu. Chrysler’daki pek Fazla idaresi, bu projenin “gereksiz” ve “macera” olduğunu, sonlandırılması gerektiğini düşünüyordu. Sonuçta proje şirkete 600 milyon dolara mal olmuştu. Bu da her bir aracın 80 bin dolara satılması demekti. Ayrıyeten Emniyet korkuları nedeniyle ünlenen De Tomaso’nun yaratıcısı tarafından yapıldığının lisanlandırılması, alıcıları adeta kaçırdı. Araçların gerisi gelmedi…
Aslına bakarsanız tamamı bu kadar değil. Aslen Mitsubishi Colt olan ve farklı bir kasayla pazarlanan birinci nesil Smart ForFour (2004-2006), neredeyse yalnızca bir Yıl üretilebilen DeLorean DMC12, bendeniz tarafından sevilmesine Karşın bu sevginin kendisini kurtarmaya yetmediği Honda CR-Z (2010-2013), Leyland P76 (1973-74), Lotus Elan (1990-92) üzere örnekler de mevcut…
Ne diyelim, kısmeeettttt….
patronlardunyasi.com
Yorum Yok